the fall (dizi)

bir britanya polisiyesi. ingiltere ve kuzey irlanda ortak yapımı bir dizi. hikaye kuzey belfast'ta sadistik cinsel fantezileri olan bir abinin esmer ve başarılı kadınları öldürmeye başlaması ve bu abiyi yakalamak adına ingiltere'den yardım istenmesi üzerine stella gibson adlı dsi'un irlanda'ya gitmesiyle başlıyor. katil abi sanırım bir sinema filminde benzer bir rol oynamış. diziyi izledikten sonra yorumlara bakınca 15 yaşındaki gerizekalı bir kız popülasyonuyla beraber izlediğimi anladım. işin kötü yanı, dizi on numara. sıkılmış hanımefendiler. neyse yarısındayım şu an bitince tam yorumumu yapacağım ama şu an çok iyi. bittiğinde edit: izleyenin pişman olmayacağını düşündüğüm bir dizi oldu. başından itibaren katilin belli olduğu bir polisiye izlemek ilginçti açıkcası. bu sayede katilin tüm dünyasını inceledik lakin. iç dünyalarımıza odaklandıkça düşünceler ve gerçeklik arasındaki o çizginin incelişini kendim de yaşadığımdan biliyorum, kesinlikle o karakter psikolojileri basit değil. çok yorum yapamayacağım, izlenmesi gerek. eğer cinselliğe suyu gören kedi kadar uzak değilseniz bunu izleyin. --- spoiler --- stella, kaybettin. --- spoiler ---

2013 yapımı, 5 veya 6'şar bölümlük 3 sezondan oluşan kuzey irlanda & ingiltere ortak yapımı polisiye dizi. başrollerde, sonradan sex education'daki ana karakter erkeğin terapist annesi olarak göreceğimiz gillian anderson ve fifty shades of grey'in yakışıklı jönü jamie dornan yer almakta. ki dornan, grinin elli tonundaki başrolü bu dizideki oyunculuğundan ötürü kapmış. bu net ortada. dizi; konu itibariyle, belfast'ta yaşayan 2 çocuk babası ana karakterimizin işlediği seri cinayetleri çözmek için londra'dan gelen özel bir polis memuresinin ekseninde devam etse de içerisinde çok şey mevcut. yalan yok, daha iyi bir dizi olabilirdi ama bu hali de fena değil. bana göre bu dizinin en kötü tarafı, olaylar arasındaki bağlantının zayıf ve gereksiz uzun bakışmaların olmasıydı. ve yan karakterlerin hikayesinin ana karakterimizin suç ve ceza konusundaki fikirlerini görmemizi engellemesi. zira birçok polisiye filmde, romanda ya da dizide olduğu gibi suçun sonuç olduğu ya hep bilerek ıskalanıyor ya da böyle yapılarak bir çeşit toplum mühendisliği yapılıyor. çünkü her seferinde şiddet sahnelerinin kör göze parmak sokulurcasına gösterilmesi ve dönüp dönüp suçluyu suça iten nedenleri irdelemekten ziyade direkt suçla ilgilenilmesi izleyeni yormakta. hele de katil daha filmin ilk dakikasında direkt gösterilirken. dizi birçok konuya dikkat çekmeye çalışıyor. kadına şiddet'ten tut, çocuk istismarı'na varana kadar. ancak tüm bu çoklu konu seçimi hikayenin ağır işlemesine neden oluyor. oysa sadece ana karaktere odaklanılsa daha efsane bir dizi olabilirdi. ki yine bence, bu konu 17 bölümlük bir dizi değil de 2 saatlik bir film olsa, nefis olurdu. --- spoiler --- dizinin en güzel kısmı, spector'ın katie'ye güzellik ilgili tirat çektiği bölümdü. --- spoiler ---